İnsan Kaynakları’ndan İnsan ve Kültür’e

Yeni Nesil İK Yaklaşımları
Bu seriye henüz başlamışken ilk yazımı “Yeni Nesil” kavramına giden yolu makrodan mikroya giderek incelemek istedim.
Hızla değişen ve dönüşen dünyada artık hemen hemen her tanımlamanın (yeni nesil tablet, yeni nesil öğrenme, yeni nesil teknoloji vb.) başına getirdiğimiz bu kavram aslında öncesinde neler barındırıyor?
Tarih çağlarının en başına giderek atalarımızda gördüğümüz avcılık ve toplayıcılıktan bugün saniyede yüzbinlerce bilgiye ulaşmamız aslında toplum olarak bizlerin de büyük bir evrimini anlatıyor. Henüz nesil kavramını incelemeden bu evrimi de anlamak çok kıymetli.
- En başa dönecek olursak; toplum kavramının oluşmaya başladığı ilk günden itibaren M.Ö. yaklaşık 13.000’ e kadar avcılık ve toplayıcık ile ilgilenen ve özellikle doğa ile uyumlu bir şekilde yaşayan insan grupları vardı. Bu gruplar toplum kavramının evriminde ilk sırada “Toplum 1.0” olarak tanımlandı.
- M.Ö. 13.000’ li yıllardan başlayıp M.S. 1700’ lü yılların sonuna kadar tarımsal faaliyet ve kısmen hayvancılık ile yavaş yavaş yerleşik yaşam düzenine geçildi. Bu noktada ise tarım toplumu temellerini atarak ikinci sırada “Toplum 2.0” olarak yer aldı.
- 1780’lerin ortasında su ve buhar gücüyle mekanik üretimlerin başlaması ve sanayi devrimi ile yepyeni bir soluk geldi. “Toplum 3.0” yani endüstri toplumu tanımlaması ile karşımıza çıktı. Sanayi devrimini duyunca aklıma Charlie Chaplin’in Factory Work videosu gelmeden duramıyor.
- Makineler, seri üretimler, hınca hınç çalışan bir toplum akışında ilerlerken sizlere şu an ulaşmamı sağlayan, artık neredeyse bedenimizin bir parçası haline gelen bilgisayar icat edildi. Bilgisayarın icadı ile gelen ve sanal nesneleri keşfetmeye başlayan toplum artık bilginin kucağına yerleşerek “Toplum 4.0” ile bizleri tanıştırıyor. Burada işler bir tık değişiyor çünkü artık bilgi hareketlilik haline geçerek çok daha hızlı bir yayılım gösteriyor. Bilgi ve teknolojinin hayata hızlı entegresi toplumda büyük oranda değişiklikler sağlarken değer ve kültür kavramlarımız çeşitleniyor ve daha karmaşık hale geliyor.
- Bilgi toplumu üzerine süper akıllı toplum inşası tam olarak bu noktada başlıyor (Fukuyama, 2018). Toplumda ve dünya kaynaklarında artan sorunları çözmek, nesnelerin interneti (IoT) ile bağlantılar kurmak ve yeni değerler yaratmak için bilgi ve iletişim teknolojilerinden en verimli şekilde yararlanılması düşüncesi benimsenmeye başlanıyor. Ocak 2016’da Japon Kabinesi tarafından 5. Bilim ve Teknoloji Temel Planı’nda ‘Toplum 5.0’ temel bir kavram olarak sunuluyor. 2017 yılında gerçekleşen CeBIT fuarında ilk kez Japonya Başbakanı Shinzo Abe, Society 5.0 (Toplum 5.0) felsefesini dile getirerek Tokyo’da Endüstri 4.0 devriminin ardından yaşanan yeni dönemi Toplum 5.0 ile inşa etmeyi hedefledi ve devamı da tam olarak öyle seyretti. (Develi, 2017)
Toplum 5.0 temelde Endüstri 4.0 ile birlikte gelen yeniliklerin ve hızla büyümenin toplumsal zorluklarına çözüm üretmeye ve insanların tamamen aktif ve yüksek bir yaşam kalitesine sahip olarak insan merkezli bir toplum yaratmaya odaklanıyor.
Toplum 5.0 paradigmasının en önemli yönü; ırk, din, dil, cinsiyet vb. ayrımlar olmaksızın herkes için konforlu bir toplum yaratmanın gerekliliğine yaptığı vurgudur. (Akın, Mayatürk & Sürgevil, 2021)

Ve işte süper akıllı toplum olarak nitelendirilen “Toplum 5.0” felsefesi hayatımıza hızla yayılmaya başlıyor. Burada bahsettiğim hızla yayılma nicelik ve nitelik olarak rahatlıkla değerlendirilebilir. Cem abimizi hatırlayalım.. Ben sana yanlışlıkla mektup yazmışım.. Evet yanlışlıkla.. 5 Sayfa…
Şimdi buraya kadar geldiğimiz yerde durup şöyle tanımlamalara baktığımızda Toplum 5.0’ın merkezinde “insan” ve “insanın yaşam kalitesi”ni barındıran bir yaklaşım olduğunu açıkça görebiliyoruz. Toplumdan daha mikro seviyeye inip nesilleri konuşacağımız noktada bizleri kuşaklar karşılayacaktır. Kuşaklar kendi teorisine göre, yaşanılan dönem içerisinde toplumda gerçekleşmiş olan olayları; sosyo-ekonomik değişim süreçleri, işsizlik oranları, güvenlik veya kıtlık hakkında hissedilen düşünceleri içerir. (Lamm ve Meeks, 2009: 615) Bu tanımlamadan yola çıkıp kuşakların değişimlerine baktığımızda, her toplum modelinin içinde bulunduğu nesli ve bir sonraki nesli nasıl şekillendirdiğini görebiliriz. Henüz 5 yıl önce tanımlanan Toplum 5.0’ın beklentilerinin tam olarak Z ve Alfa Jenerasyonlarına miras olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu noktada “Kuşaklararası Farklılıkları” başka bir yazımda ele alacağım.
Bugün burada ele aldığım konu aslında bu köşenin de temellerini oluşturuyor. İnsan ve kültür odağında konuşacağımız, paylaşacağımız her şeyin aslında sadece bu felsefe ile ne kadar anlaşılabilir olduğunu görmek mümkün olacak.
İnsanı ve insanın yaşam kalitesini merkeze alan yani “Toplum 5.0’da İnsan Kaynakları Stratejileri” de bir başka başlığımız olsun. Şimdilik bu haftayı burada bırakıyorum.