Etkili Öğrenme Alanı Tasarımı

Öğrenme Ekosistemi Tasarımı

Geçen Perşembe Roma’da departmanca “Eğitim ve Gelişim’de 2023 Trendleri” konulu bi etkinlik düzenledik. Birçok departman dijitalleşme, öğrenme, AI, metaverse üzerine konuşurken çok istemsiz zihnimden şu cümle geçti..

“Daha hala şirketler manavdan patates-soğan seçer gibi eğitim seçiyorlar, henüz öğrenme alanını tam olarak inşa edemezken bunu metaverse’e taşımak gerçekten nasıl olacak?”

Ve işte bu soru beni buraya getirdi..

Etkili bir öğrenme alanı tasarlamak; daha net ifade ile yaşayan, büyüyen, dinamik, enerjik bir Öğrenme Ekosistemi.

Öğrenme deneyimdir, geriye kalan her şey sadece bilgidir.

Einstein


İnsan ve Kültür’de Eğitim ve Gelişim’i Anlamak yazımda sizlere Öğrenme Ekosisteminin bendeki yankısını aktarmıştım. Konuyu biraz oradan alacağım o yüzden henüz okumadıysanız göz atmakta fayda var.

Her Eğitmen Eğitimi başında katılımcılarıma Ahmet Şerif İzgören’in şu cümlesini hatırlatırım:

“Eğitim insanlara belirli bilgileri empoze etmek değildir. Onun adı propagandadır. Eğitim insanların hayal gücünü etkilemektir.”

Ahmet Şerif İzgören

Eğitmen de bu hayalgücünü etkileyecek veya etkilenmesi için ortamı tasarlayacak olan kişidir. Bu sebeple öyle her slayt açıp okuyanın eğitmenim demesinin karşısında bu denli sert duruyoruz.

Bir cebimize yetişkin eğitimi ilkeleri, diğer cebimizde deneyimsel öğrenme döngüsünü alalım. Ve bugün ilk adımı nereden atacağımızı konuşalım.

İhtiyaç Analizi

Genellikle eğitimi talep eden kişlerin hangi eğitime ihtiyacı olduğu üzerine bir varsayımda bulunması bizleri yanlış bir yola götürürür. Yukarıda dedim ya, manavdan patates alır gibi eğitim almak… İşte bu cümlenin karşılığı öğreneni merkeze almadan oluşturulan gün sonu memnuniyet anketi ile kapatılan eğitimdir.

Eğitimin merkezinde bulunan öğrenenlerin kendi ihtiyacını sözel olarak dile getirmesi oldukç zordur. Eğitmenlerin direk bunu İK merkezli yapması kadar zorlayıcı bir şey yoktur. Günün sonunda İK eğitim aldırdığı, eğitmen eğitim verdiği için memnun ayrılır. Peki ya öğrenen?

Bu gelenekselci eğitim anlayışında “öğrenen” öğrenme sorumluluğunu almadan yani o kendi içindeki “WHY”ı keşfetmeden Einstein’ın dediği gibi sadece birkaç bilgi ile eğitimden ayrılır.

Eğitim ve Gelişim’de alternatif çözümler kullanmak çemberin içinde öğrenerek dışarıya taşıyabileceğimiz kapsayıcı alanlar yaratır. Bu öğrenme deneyiminin tasarlanması için de ilk önce ihtiyaç analizinde öğreneni merkeze alıp empati kurduğumuz bir süreç ile başlar.

Empati ile başlamak? Bir yerden tanıdık geldi mi?

Ne diyordu bize tasarım odaklı düşünme?

Hedef kitleni odağa al.

Empati kur.

Hedef kitlenin ihtiyaç ve beklentilerine uygun tasarımlar üret.

Ve bam!

Tasarım Odaklı Düşünme yani Design Thinking öğreneni çemberin merkezine alan ve gerçek ihtiyacını tanımlamaya çalışan etkili bir yaklaşımdır.

Design thinking ile çalışanın ihtiyaçlarını merkeze alan bir öğrenme deneyimine başlamak organizasyon içinde bir öğrenme kültürünü de teşvik eder, bu da üretkenliğin, memnuniyetin ve çalışanı elde tutmanın artmasına yol açabilir.

Peki Tasarım Odaklı Düşünme merkezinde bir öğrenme ekosistemi tasarlamaya nasıl başlayacağız derseniz….

Empati ile 🙂

Hem eğitmenin hem İK liderlerinin güçlü bir empati duygusu geliştirmesi, çalışanların ihtiyaçlarını, korkularını ve isteklerini anlamanıza yardımcı olur.

Empati haritası

Empati haritası, öğreneni merkeze alarak ne söylediğini, ne düşündüğünü, ne yaptığını ve ne hissettiğini açıklar. Çalışanlar hakkında bildiklerinizi anlamanıza ve görselleştirmenize yardımcı olarak onlarla empati kurmanıza sağlayabilecek bir araçtır.

No alt text provided for this image

Öğrenen ile geliştirdiğimiz empati; problemi tam olarak anlamımıza yardımcı olurken problemin görünmeyen taraflarını da gösterebilir. Böylece öğrenme ekosisteminin içerisine yerleştireceğimiz dinamikleri de yaklamamızı sağlar.

İhityaç analizinde öğrenene bir büyüteç ile bakmamızı sağlayacak ikinci araç ise:

Öğrenen Personası

No alt text provided for this image

Öğrenme tasarımında kullanacağımız öğrenen personası; hedef kitlemizin özelliklerini, hedeflerini ve çözmek istediği noktalarını tanımlar. Bu elementler de öğrenme deneyimini kişiselleştirmemize yardımcı olur. Her birimizin öğrenme motivasyonu ve sorumluluğu biriciktir. Empati haritası bu alanda geliştirdiğimiz yetkinlik ve davranış setlerinin ne olduğunu anlamamızı sağlar.

Öğrenme tasarımında öğrenen personasını kullanarak hedef kitlemizin benzersiz ihtiyaçlarını karşılık gelecek öğrenme deneyimleri oluşturabiliriz. Bu eğitiminizin içerisine yerleştirilecek bir aktivite ile de sağlanabilir soulacak bir soru ile de..

Ve tüm bunlardan sonra sıra artık öğrenme ekosisteminin inşasına gelir. Öğrenme ekosistemini tasarlarken her bir adımı özümsemek ve içselleştirmek gereklidir. Böylelikle daha verimli öğrenme çıktıları alabiliriz. Siz bu ikisi üzerinde çalışadurun. Ben de Eğitimde Akış Oluşturma ve Dinamikler üzerine çalışacağım..

Yukarıda anlattığım konuların detaylarına sevgili Mustafa AYDIN hocamın “Öğrenme ve Gelişimde Design Thinking” kitabından ulaşabilirsiniz.

Sevgi ve öğrenme ile kalın,

Yorum Yap