İş Yerindeki Fil- İK 2022 Değerlendirmesi

Odadaki Fil
Düşünün ki yakın bir arkadaşınızın evine akşam yemeğine davetlisiniz ve güzelce hazırlanıp yola koyuluyorsunuz. Kapıya geliyorsunuz karşılamalar, eğlenceler ve eve girdiğiniz gibi salonun ortasında koca bir fil. Büyük bir şaşkınlık yaşıyorsunuz ama kimse fil hakkında konuşmuyor. İnsanların yok saymasına daha çok şaşırıyor ve bir süre acaba ben mi yanlış görüyorum diye düşünmeye başlıyorsunuz. Sonra bi bakıyorsunuz ki herkes abartılı hareketler ile filin varlığını inkar ediyor. İşte bu noktada bir karar vermeye çalışıyorsunuz; ya siz de fili görmezden gelecek ve akşam yemeğinizden sonra keyifle eve gidip o filin varlığını unutacaksınız ya da ilk ses olup fil hakkında konuşmaya çalışacaksınız.
İşte bu gibi herkesin bildiği oldukça önemli olan ve artık bangır bangır bağıran konuların konuşulmadığı konulara İngilizce deyimi ile “Odadaki Fil” denir.
İş hayatımızın tam orta yerinde yıllardır duran bir değil onlarca fil vardı. Pandemiye kadar şirketler ev sahibi olup fillerin koca varlığını yok saydı, çalışanlar ise file dokunmadan karnını doyurup eve dönmeyi tercih etti.
Ne zaman ki filler hortumlarını sağa sola çarpmaya başladı, koca hortumuyla tabak, çanak, bardak ne varsa kırıp dökmeye başladı bizler evlerimize koştuk. Ama yine konuşmadık. Biraz zaman geçince ev sahipleri tekrar çağırdı, gittik ama fil hala orada ve ev sahipleri filin kırdığı bardakları yapıştırıp bize su ikram etmeye çalışıyor.
İşte o zaman ilk ses çıktı ağızdan!
ODADA KOCA BİR FİL VAR!
Çalışma hayatımızın tam orta yerinde; ofislerde, toplantı odalarında, kahve aralarında, iş arkadaşlarımız ile aramızda hatta daha ilk iş günümüzde binanın kapısından girer girmez gördüğümüz ama hakkında bir türlü konuşmaya cesaret edemediğimiz onlarca fil vardı.
2022 yılı bizlerin artık yüksek sesle konuşmaya başladığı bir yıl oldu.
Son ayın son dönemeçlerine yaklaşırken sondan bir önceki haftada başımızı biraz geri çevirmek istedim. Geri çevirelim ki gelecek haftalarda ufka bakmaya cesaretimiz olsun!
People & Culture Corner’ın çıkış hikayesini belki de hepiniz bilmiyor olabilirsiniz.
Dilerseniz birkaç cümlede özetleyim: People and Culture Corner, benim henüz 18 yaşımda “dünyadaki her canlıya dokunana kadar çalışacağım” diyerek başladığım iş hayatından, sömürüden, uğradığım istismardan, mobingten, ayrımcılıktan doğdu! Hala bu yıla kadar toplantılarda yaşımı belirtemezdim, sorulduğunda küçük görünüyorum ama değilim deyip geçiştirirdim. İtiraf edeyim; küçüğüm, bu ekosistem için çok gencim. Evet, çok çok gencim. Ve ben yaşa bile ayrımcılık yapılacağını, çenemde çıkmasını büyük bir heyecanla, mutlulukla beklediğim 6 tel sakalım üzerinden bile etiketlenebileceğimi, elde etmek için mücadeleler verdiğim ismim üzerinden bile bana kötü hissettirebileceğini deneyimleyerek öğrendim. Bir Öğrenme Ekosistemi Tasarımcısı olarak deneyimin gücüne inansam da maalesef ki; bu köşede yazdığım her şeyi sancıyla deneyimleyerek öğrendim.
İşte People & Culture Corner şirketinizde hepinizin gördüğü ama bir türlü konuşamadığı o filleri konuşmak ve daha ötesi, onları sevgiyle, iyilikle kucaklayıp ait oldukları doğaya götürmek için doğdu!
“Çalışanlar ile çalışanlar için değer yaratmak” mottosu ile yola çıktığım bu yolculukta 21 haftamızı birlikte onlarca deneyim ve yüzlerce fikir uçuşmaları ile geçirdik.
Hakkında konuşmaya çalıştığım her filde güzel gelişmeler de kaydettik. Şimdi gelin onları biraz hatırlayalım:
- Haziran 2022’de TikTok’ta viral olan videoda “Sessiz İstifa” tanımı ile tanıştık. Bu tanım ile birlikte yetenek açığı yüzümüze daha sert vurmaya başladı ki hızla yayılan videodan sonra çalışanlar gerçekten neyi isteyip istemediklerine dair bir kıpırdanmaya geçti.
- Sessiz İstifa’yı tanımlamaya başlayan çalışanlar Gig Ekonomi‘nin ışığıdan kendi çalışma kültürlerini oluşturabilecekleri freelance çalışma alanlarına yöneldi.
- Diğer taraftan İnsan ve Kültür Liderleri de çalışan deneyimini daha ciddiye almaya başlamıştı ki Çalışan Deneyimi yasaların gelmeye başlaması ile kendini kanıtladı.
- En net örneklerini ise cinsiyete dayalı ücret eşitsizliğinde gördük. Kaliforniya’dan sonra 1 Kasım itibariyle yürürlüğe giren yasa ile New York City’deki çoğu işveren artık iş ilanlarında verilecek ücreti ve diğer tüm yan hakları açıkça yazmak durumundalar.
- Bu durumu da İspanya’dan gelen yasa tasarısının onaylanması takip etti. İspanya, onaylanması beklenen yasa ile ağrılı regl gören çalışanlarına ücretli regl izni sağlayan yasa tasarısını kabul ederek Avrupa’daki ilk ve dünyadaki birkaç ülkeden biri olmayı hedefliyor.
- Pandemi ile birlikte değişmeye başlayan çalışma sistemlerimiz artık yerini gözle görülebilir oranda esnek çalışma saatlerine bırakmaya başladı. Her geçen gün bir şirketin esnek ve uzaktan çalışma modelline geçtiği haberini alıyoruz.
- Esnek ve uzaktana bal kaymak olacak bir başka haber ise 4 gün çalışma modeli. Şu an 18 ülke 4 gün çalışma modelini uygulamaya başladı. Bu konuda öncülük yapan Belçika 4 iş gününü yasalaştırarak çok önemli bir adım atmış oldu.
Bazı kötü olaylar da yaşanmadı değil; Sessiz İstifa gibi Sessiz İşten Çıkarma da bizleri bir hayli sarstı. Kasım ayında Twitter, Elon Musk’ın platformu devralmasının ardından bir gecede 3.000’den fazla, Meta ise 11.000 çalışanı aynı anda işten çıkardı.
- Ama umudumuzu kaybetmeyelim; 2022 yılı diğer tarafta artan İnsan ve Kültür alanındaki etkinlikler, yayınlanan raporlar, yeni modellerler, yeni fikirler, sosyal sorumluluk projeleri ile daha empatik daha çalışan odaklı bir ekosisteme dönüşüyor.
2023 yılında İnsan ve Kültür’ün tamamen Human 2 Human mindsetine ulaşabilmesini diliyorum.
Bunun için de haftaya sizleri 2022’nin son bülten yazısı “İnsan ve Kültür’ü 2023’te Ne Bekliyor” yazımda bekliyor olacağım.
Sevgiyle, empatiyle ve sağlıkla kalın..
Alaz Han
Kaynakça
- https://4dayweek.io/countries
- Belgium approves four-day week and gives employees the right to ignore their bosses after work
- California Gov. Newsom signs law requiring companies to post salaries for job listings
- 4 million NYC workers will now see how much jobs pay before they apply
- https://www.bbc.com/worklife/article/20221201-work-in-review-2022-the-five-biggest-lessons-from-this-year