Fark Yaratan Kurum Olmak: Kurumsal Sosyal Sorumluluk

Kurumsal Sosyal Sorumluluk:KSS

İnsanlar, çoğunlukla kendilerine benzeyen şirketleri tercih etme eğilimindedir. Peki, bir kurumla bir insan birbirine nasıl benzeyebilir?

Champions Factory ile tanıştığımda henüz 19’umda dünyayı, iyiliği ve bir amacın parçası olmayı kendime dert edinmiştim. Aşağıda yer aldığım ilk proje “Youth in Social Entrepreneurship. (Beni tanımanız bir hayli zor olsa da 🙂

https://championsfactory.bg/youth-in-social-entrepreneurship/

Burada ise Haziran 2022’de gerçekleştirdiğimiz son projemiz..

6 yılda 40’tan fazla ülkede 100’den fazla organizasyon ile kurulan işbirliği, üretilen projeler, verilen eğitimler, temas edilen hayatlar ve sonsuz bir öğrenme..

———————————-

Yönderle Akademi ile tanıştığımda ise yıllardır eğitmenlikte doldurduğum heybemi dökmeye hazırlandığım girişimimin kuluçkasındaydım. Hatta daha doğrusu Coca Cola & Habitat iş birliğinde bir girişimcilik yarışmasındaydım.

Henüz 2. yaşımızı yeni yoldurduk ve 2 yılda +4000 saatten fazla eğitim, yetiştirilen 87 eğitmen ve gerçekleştirilen muazzam projeler..

İki kurum da hayatımda çok değerli izlere sahip ve hala parçası olmaktan mutluluk duyduğum yerler. Bu iki kurum da benim hayatımın bir parçası ve hayatımda olmalarını hep dilediğim yerler..

İşte ilk sorumun cevabı tam olarak bu.

Çalıştığım yerlerle aynı derdi paylaşmak ve aynı derdin çözümü için çabalamak.

Z Kuşağı ve İş Hayatı yazımda sizlere yapılan yapılan araştırmalarda Z jenerasyonunun %78’inin şirketlerin toplumu iyileştirmeye çalışması gerektiğini düşündüğünü belirtmiştim. Aynı şekilde yöneticilerden temel beklentileri ise geleceğe dokunan işlerin parçası olduğunu görebilmek. Bu da bizlere aslında çok önemli bir alan yaratıyor: Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri – Çalışanları ile benzer dertlere sahip ve çalışanları ile çözümün bir parçası olmayı hedeflemek.

Günümüzde artık aldığımız ürünün kalitesi, hizmeti veya değeri değil bunun çevreye ve bize dönüşümünü daha fazla dert ediniyoruz. Artan savaşlar, iklim krizleri, Temmuz’un ortasında yaşanan sel olayları, 21. yy hala nitelikli eğitime erişemeyen yüzlerce çocuk bize bir yandan durumun ne kadar ciddileştiğini ve tüm bunların altından sadece Sivil Toplum Kuruluşları’nın veya devletlerin kalkamayacağını gösteriyor. İşte bu yüzden çalıştığımız şirketlerin de bizlerle aynı dertleri paylaşıp çözüme ortak olması için kollarını sıvaması gerekiyor.

Kurumlar geleneksel kâr elde etme amaçlarının ötesinde bir anlayış geliştirerek toplum ve çevre üzerindeki etkilerini yeniden düşünerek çalışanları ve işbirlikçileri ile olumlu ve sürdürülebilir ilişkiler geliştirmenin yollarını belirlemeye çalışmaktadır. Bu yüzden aslında Kurumsal Sosyal Sorumluluk şirket içinde sadece bir alan değil; bir iletişim ve anlayış stratejisidir. Temel ifade ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS veya CSR), kurumların vizyon, misyon ve değerleri ile uyumlu olarak gerçekleştirdikleri projelerdir. Kurumsal sosyal sorumluluğun temelinde, toplumdan aldığını topluma kazandırma anlayışı ile birlikte, kurumların, topluma ve elbette iç hedef kitlesi olan çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirme ve bu yolla da itibar yaratma bilinci yatmaktadır. (Özgen, 2007)

Kurumsal sosyal sorumluluğun geçmişi 1800’lü yıllara kadar uzanabilse de, ilk resmi katkılar 1950’lerden itibaren yapılmaya başlanmıştır. Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’ne göre kurumsal sosyal sorumluluk, çalışanların ve ailelerinin yanı sıra toplumdaki her bireyin yaşam kalitesini iyileştirecek girişimlerde bulunarak etik davranma ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunma taahhüdünün devam etmesini sağlamaktır. 

2010 yılında, Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) kuruluşların sosyal sorumluluklarını değerlendirmelerine ve ele almalarına yardımcı olmak için yayınladığı ISO 26000 standartlarında ise sosyal sorumluluğu, bir kuruluşun, kararlarının ve faaliyetlerinin toplum ve çevre üzerindeki etkileri için sorumluluğu olarak tanımlamıştır.

Özetle, KSS; çalışanın, toplumun ve günümüz dünyanın ihtiyaçlarına şirketlerin el birliği ile cevap vermesi ve bu amaçlar doğrultusunda projeler veya uygulamalar üretmesidir.

Peki, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri Nasıl Tasarlanmalı?

  • Öncelikle günümüz dünyanın ihtiyacı olan alanlarda özenli davranılarak araştırmalar yapılmalıdır.
  • Gittikçe artan iklim krizleri, ekonomik küçülmeler, pandemi etkileri gibi birçok sorunla karşılaşıyoruz. Daha SMART ilerlemek için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları‘ndan seçim yapılarak ilerlenebilir. Ancak burada çalışanı bu alanların bir parçası haline getirmek çok önemlidir. Bu talep sadece Z jenerasyonundan değil günümüz çalışanlarının büyük bir bölümü tarafından gelmektedir. Çalışanlar da yukarıda bahsettiğim gibi sizlerle ortak dertler paydasından buluşabilir, bunun için çalışanların hangi sorunu daha öncelikli gördüğüne dair araştırmalar yapılabilir. Ve bu noktada çalışanı da çözüme dahil etmek önemli bir adım olacaktır.
No alt text provided for this image
  • Seçeceğimiz temel sorun/sorunlar tasarlanırken kurumun, misyon, vizyon ve değerleri ile uyuşan ya da herhangi bir noktada çelişmeyen bir toplumsal soruna çözüm üretmesi önemlidir. Örneğin, savunma sanayisinde çalışan bir şirketin barışı destekleyecek projeler üretmesi veya hayvan derisi kullanan bir tekstil firmasının hayvanların yaşam hakkını destekleyecek girişimlerde bulunması elbetteki sağlıklı ilerlemeyecektir. Bu durum, şirketlerin sadece çalışma alanına yönelik proje üretebilecekleri anlamına da gelmiyor. Örneğin bizler Yönderle Akademi & Aygaz & Koç Holding A.Ş. iş birliğinde Teknoloji ve İnovasyonda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni destekleyecek ve kaduın istihdamını arttıracak projeler üretiyoruz. Burada önemli olan kurumun amaçları ile çatışmamaktır.
  • Bir sonraki adımda ise kurumlar; hayır kurumu veya STK olarak hareket etmeye çalışmak yerine uygulamayı gerçekleştirdikleri toplumla ortak bir vizyon oluşturmaya yardımcı olacak bilgilerini, kaynaklarını ve araçlarını kullanarak uygulamalar yürütmelidir. Bu noktada projenin tasarı aşamasında ise doğru iş birlikleri kurmak ve doğru kaynaklarla projeyi hayata geçirmek ayakları yere basan bir sorumluluk olacaktır.

Son olarak ise Proje Yazma Eğitimleri’mde hep söylediğim gibi;

“Her şey bir fikir ile başlar ve eğer doğru yolu izlerse, her fikir kendi içinde dünyayı değiştirecek güce sahiptir.“

Ünsüz bir düşünür, A.H.C

Proje Döngüsü, yaşam döngüsünün bir parçasıdır. Attığımız her adımda, hedeflediğimiz her yolda uğramamız gereken duraklar, sormamız gereken sorular vardır. Her kurumsal sosyal sorumluluk projesi çalışanlarının ve toplumun tutkularını kucaklayıp yola çıkmalı, doğru soruları birlikte sorup çözüme birlikte ulaşmalıdır.

Çünkü her şey, elimizi taşın altına koymakla başlayacak. Bizleri sadece çok çalışmak ve kalbimizin güzelliği kurtaracak. (Canbolat, 2018)

Kaynakça

  • Eren, Erol (2004). Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, İstanbul, Beta Yayıncılık. http://www.iso.org.tr/Calismalar_TGSD.asp 27/02/2006
  • Gedik, Y., “Kurumsal Sosyal Sorumluluk: Tanımları, Tarihi, Teorileri, Boyutları ve Avantajları Üzerine Kuramsal Bir Çerçeve”, Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 2020, 3/2: 265-304
  • Özgen, E., “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Kavramı ve Çalışan Memnuniyetine Etkisi”, D.Ü.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi 8, 1-6 (2007)

Yorum Yap